Başlıktan da anlaşılabileceği gibi hızlı üretilip hızlı tüketilen bir kitap bugünkü konuğum. Popüler kitaplar sürükleyicilikleriyle okurların beğenilerini kazanırlar. Kitap arka kapağında çeşitli gazete ve dergilerden alınan yorumlar eklenir. Hayatınızın kitabı... Elinizden düşüremeyeceğiniz bir kitap... Muhteşem vs vs işte bu tür yazılar bizi kitabı almaya genelde ikna eder. Ama benim birazdan bahsedeceğim kitabı almam çok fazla anlatılması filmi de hali hazırda çekiliyor olması.
Aklınızda bir ampul yanmış olabilir. Grinin Elli Tonu'ndan (Fifty Shades of Grey) bahsediyorum. Elli ton üçlemesinin ilk kitabı. 2.si Karanlığın Elli Tonu (Fifty Shades Darker) ve 3.sü Özgürlüğün Elli Tonu (Fifty Shades Freed) kitabın sürükleyici olması dışında artı bir yönü yok. Bir kere o kadar hızlı okunuyor ki tuğla gibi kitabı 1 günde bitirdim. E bu kötü bir şey mi diye sorabilirsiniz bana göre kötü bir şey kitap o kadar boş ki kafa yormam gereken hiçbir ayrıntı yok. Bitirdiğimde ise aklımda kalan hiçbir şey yok. Bence bu kadar popüler olmasının tek sebebi içeriğinin oldukça erotik olması. E L James kendi fantezilerini bir aşk hikayesinin arasına serpiştirmiş. Serpiştirmek değil aslında bildiğiniz boca etmiş. Bu nedenle 18 yaş altının okumasını tavsiye etmiyorum. Gerçi yasaklar her zaman daha çekici gelir ama yine okuyucuya kalmış bir mesele tabi.
Yine de bu kadar bestseller olmuş madem hakkını çok da yemeyeyim kısaca anlatayım. Ana Steele üniversite son sınıf öğrencisi. Ev arkadaşı Kate Kavanagh ile mezuniyete hazırlanıyorlar. Kate okul dergisinde çalışıyor ve ünlü iş adamı Christian Grey ile bir röportaj ayarlamış ama çok hasta oluyor yerine ev arkadaşı Ana'yı yolluyor. Ana adamı görür görmez çok etkileniyor ama aynı zamanda çok da rahatsız oluyor. Aynı şey Christian içinde geçerli. Christian Ana'yı elde etmeyi kafa koyuyor. Ana adamdan çok etkilense de öyle hemen teslim olacak bir kız değil. Ayrıca adamın yanında neden bu kadar değişik tepkiler verdiğini de anlaması lazım. Burdan sonrası hafif spoiler içerir dikkat. Christian aslında kendine sevgili değil bir seks partneri seçiyor. Bu zamana kadar gerçek anlamda bir sevgilisi hiç olmamış sadece seks amaçlı birliktelikler. Ana ise daha önce hiç sevgilisi olmamış bir bakire. Bu iki zıt kutupta insanın nasıl anlaşacağını varın siz düşünün.
Kitapta sevmediğim birkaç noktada herkesi birbirine yapma ve hayatın akışına pek uymayan noktalar. Bir hikayenin gerçek üstü olması beni asla rahatsız etmez. Doğa üstü ve bilim kurgu hikayelerine bayılan bir insanım. Ama nasıl desem normal insanları anlatıyorsan biraz daha insanın başına gelebilecek şeyleri söyle ki inandırıcı olsun. Kitapta okumaktan tek zevk aldığım kısım Ana'nın içimdeki tanrıça diye hitap ettiği libidosu ile ilgili hoş benzetmeler. Ama kitap o kadar çok kendini tekrarlıyor ki insan ama yeter yani gerizekalı değilim diyesi geliyor.
Son olarak tavsiye etmem ama bir süreliğine aklınızın oyalanmasını istiyorsanız alın okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder